Wednesday, June 30, 2010

Mel's Bebek Istanbul - Bebek

İstanbul'un en güzel Boğaz semtlerinden Bebek'in hemen girişinde, cumhuriyet döneminin en önemli restoranlarından olan Süreyya varmış bir zamanlar.

Aslında Ankara'da bu işi yapan ve Beyaz Rus olan Süreyya Bey'in müşterileri ağır müşteriler; diplomatlar, milletvekilleri, aydınlarmış. Israr üzerine İstanbul'a gelmiş ve burada da aynı ağır yerini almış. İşte yıldızlı şefe kabul ettirilen piliç Kievski de Süreyya döneminden kalma önemli bir tarif. Mel's de bu geleneği sürdürmek üzere buraya yerleşmiş.

Dodo olarak da tanınan Doğan Çakıt burayı şaşırtıcı bir ayrıntılar cennetine dönüştürmüş. Öyle ki, kışın şömine başında konuklarınızı ağırlayabilmeniz için haftalar öncesinden rezervasyon yaptırmak gerekiyormuş.

Girişte ikram edilen sarı votka ya da narlı, karpuzlu, kirazlı, çilekli votka gibi mevsime uygun seçeneklerin ikram edilmesi de yine Süreyya döneminden gelen bir uygulama. Özel istekler ya da beğenileri bilinen kişiler için özel masa donanımları da Mels'in uygulamaları arasında.

Biz steak tartare ile başladık, bıldırcın yumurtası ile. Ardından, havyar ve narenciye sos eşliğinde ılık ıstakoz salatasını denedik. Hemen belirtelim, havyar gibi malzemeler yemeğin fiyatını artırabiliyor elbette ama mekan, mönü, servis gibi unsurlar düşünüldüğünde, Mel's'in fiyatları sanılacağı kadar pahalı değil.

Kievski nostaljisi

Mönüdeki seçenekler, eğer belli bir mantık izlenirse, birbirini tamamlayacak ve sindirecek kendine özgü bir zincirden oluşuyor. Leziz ekmekler ve soslarla başlayan yemek piliç Kievski ile devam ediyor.

İçine fesleğen ve tereyağı sarılmış piliç, kestiğinizde bu nefis malzemeyi dışarı bırakıyor ve altındaki leziz ekmeği ıslatarak kendi kendini servis ediyor. Buradaki kibrit patates dışında mönüde kızartma hiç kullanılmamış. Deniz mahsulü olarak da fırınlanmış lagos denedik, 'maksim' patates, bezelye püresi ve vanilyalı ıstakoz sos ile. Bu tabaklar pişirme yöntemleri, sunumları, bir araya gelen baharat ve soslarıyla hakikaten iddialı. Hani, yemek tabağı üzerine saygınlık inşa edilir de, herhangi bir şey olursa batılır mı, diye düşünebilirsiniz ama tabaklar çok iddialı.

Tatlı olarak mango gemisi içindeki lezzetleri denedik. Mango fırınlanmış, içine meyve salatası yerleştirilmiş, üzerine mango sorbe eklenerek, fırınlanmış ananas kıtır dilimlerden yelkenleri yapılmış ve gemi bir ananas diliminin üzerine yerleştirilmiş.

Lezzete doymayıp bir de zeytin konfit ve vanilyalı dondurma eşliğinde, kırmızı şarapla pişirilmiş çilek denedik. Hemen her türlü şarabı, şampanyayı, içkiyi ve özellikle meyveli votkaları deneyebilirsiniz. Mel's 10 haziranda yazlık dekorasyonu ve mönüsüyle yine açık. Mutlaka rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.

Diğer Mekanlar için: İstanbul Restaurants Rehberi tiklayiniz.

No comments:

Post a Comment

Bu Blogda Ara